18 Mayıs 2009 Pazartesi

Bir meme kanseri hastası anlatıyor

Muhabir Deborah Charles, annesini ve anneannesini de kaybettiği meme kanserine yakalandığını geçen kasımda öğrendi. Gazeteci kimliği burada da devreye girdi, Charles tedavi sürecinin her anını kaleme aldı

REUTERS - WASHINGTON - "Bir gazeteci olarak, herhangi bir konunun derinliğine nasıl ineceğimi, ne tür sorularla meseleyi kavrayacağımı biliyorum. Ama bu becerimi, beni öldürebilecek bir hastalığı anlamakta kullanmam gerekeceğini bilemezdim. Meme kanseri olduğumu öğrendiğimde hastalık hakkında her şeyi bilirsem, en akıllıca kararları alabileceğimi düşündüm." Sözlerin sahibi 17 yıldır Reuters için çalışan, 42 yaşındaki muhabir Deborah Charles. Arjantin'den Kanada'ya, Tayland'dan Beyaz Saray'a farklı noktalardan haber geçen deneyimli gazeteci, aynı zamanda aktif bir bisikletçi ve sporcu. Charles, geçen kasımda hastalığını öğrendi. Yeni tamamladığı tedavi süresince yaşadıklarını hem kendisi hem de eşi kaleme aldı.
'Ölmek istemiyordum'
Annesi ve anneannesini meme kanserinden kaybeden gazeteci, doktorun "'Infiltrating ductal carcinoma'nız var" sözlerinin ne anlama geldiğini çok iyi anlamış: "Kansersiniz!" Haberi soğukkanlı bir şekilde karşıladığını anlatıyor: "Duygusuzlaştım ve gazeteci kimliğime bürünüp doktoru 45 dakika boyunca sonuçlar ve tedavi alternatifleri üzerine sorguya çektim. Teşhisin kötülüğü o gün, 6 Kasım 2006'da hastaneden çıkıp eve girdiğimizde kendini hissettirdi. Eşimle bir şişe kırmızı şarap açıp haberi sindirmeye çalıştık. 41 yaşında genç ve zindeydim. Klimanjaro'ya tırmanmıştım, düzenli egzersiz yapıyordum, hırslı bir bisikletçiydim. Ölmek istemiyordum..." 15 yıl önce, 51 yaşındaki annesini ve sonra anneannesini böyle kaybeden Charles annesinin hemşiresinin uyarısı üzerine kansere karşı hep uyanık olduğunu anlatıyor. Geçen aralık, ocak ve şubatta birer operasyon geçirmiş. Dört kere de kemoterapiden geçmiş. "Saçlarımın tamamını kaybettim, tükenmiştim. Tat alma yeteneğim yok oldu, üstelik odamdaki masada bir düzine ilaç şişesi duruyor. Ama hayattayım. Daha uzun bir süre da yaşamayı planlıyorum" diye yazan Charles, tedavi şekli konusunda da seçenekler almış, seçim yapma şansına sahip olmuş. Kanser konusuna hâkim olmaya başladıkça, tedavi seçeneklerine de kendisinin karar verdiğini anlatıyor Charles: "Lümpektomiyle kanserli hücreyi aldırıp mememin korunmasını sağlayabilirdim. Ancak bu kanserden arınmam için yeterli olmayınca, mastektomi yapılmasına karar verdik. O zaman yeni bir meme yaptırmak isteyip istemediğime karar vermem gerekti. Vücudumun başka bölgelerinden alınan dokuyla yeni bir memeye sahip olabilecektim" diyor. Ancak Charles neredeyse bir doktor kadar uzman: "Bir sporcu olarak, vücudun bir yerinden doku alınmasının, kan tedariki için gerekli kasların yerlerinin değiştirilmesi anlamına geldiğini biliyordum. Buna gerek duyulmayan yeni, daha kompleks bir ameliyat için uygun bulundum. Bu işlemde plastik cerrah kalçadan aldığı dokuyu, karından aldığı deri ve kan damarlarını kullanarak yeni bir meme yapıyor ve kan tedariğini tekrar sağlamak için de mikrovasküler teknikleri kullanıyor."
'Kontrolü ele geçirdim'
Charles hastalıkla ilgili araştırmalarını sürdürüp bu kez kemoterapi kararını kendisi almış. "Kararlar bitmedi. Ama en önemli kararın tedavinin kontrolünü ele geçirmek olduğunu anladım" diyor. Charles, kel bir kadın olmanın o kadar da kötü olmadığını düşünüyor: "Saçlarımı ilk kaybettiğim günlerde, havaalanına gitmiştim. Başımda kel olduğumu fark ettiren bir eşarp vardı. Kendime güvenim tamdı ama insanların tepkisini de merak ediyordum. Daima aksi olan güvenlik geçişte bana yardımcı oldu. Uçakta kısa saçlı bir kadın kemoterapi görüp görmediğimi sordu ve kendisinin de kısa süre önce tedavisini tamamladığını anlattı." Eşinin desteğini de asla unutmuyor Charles: "Bazen kadınları kafama, sonra da sezdirmeden mememe bakarken yakalıyorum. Saçlarım dökülmeye başladığında kazıtmaya karar verdim. Eşim de bana destek oldu, saçlarını kazıttı. Bu anı şölene çevirdik. Müzik ve şarap eşliğinde saçlarımızın yere düşüşünü izledik, fotoğrafladık! Değişik eşarplar, dikkat dağıtacak büyük küpeler taktım. Ama yine de saçlarımın tekrar çıkacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder